Bu ve bundan sonra göndereceğim iki yazı, moda üzerine Mirkelam ve Sözmen derneğinin internet sayfasında moda bölümünde yazdığım yazılardır. Yani ilk moda yazılarım diyebilirim, biraz eskiler.Bu yazımda Alexander McQueen ile ilgili detaylı bilgi ve benim düşüncelerimi bulabilirsiniz.
Bu yazımda biraz Alexander McQueen’den bahsedeceğim. Alexander
McQueen İngiliz bir tasarımcıdır. Dramatik öğeleri terziliğinde kullanmasıyla
ve yenilik yaratan defileleriyle moda dünyasında çok ayrı bir yeri vardır.
Londra’nın en prestijli okularından biri olan St.Martins’den 1995 yılında mezun
olmuştur ve Givenchy’nin baş tasarımcısı olarak göreve başlamıştır.
2001 yılında kendi markasını kuran McQueen’in ani ölümü ise
moda dünyasını çok üzmüştür ve moda dünyası önemli bir beyni kaybetmiştir. McQueen moda dünyasında yer almayı çok
istemiştir ve bu yüzden 16 yaşında liseyi bırakmıştır, sonradan eğitimini
tamamlamıştır.
Alexander McQueen Dior’un tasarımcısı olan John Galliano’yu
örnek aldığını söylemiştir ve onun ayak izinden gitmiştir. Aynı Galliano gibi
dramatik ve teatral moda şovları (defile
demek bu olayı çok basitleştiren bir kelimedir bence) , Galliano gibi
Givenchy’de çalışması ikisi arasındaki bazı benzerliklerdir. Alexander
McQueen’in marka olma yolunda desteği en çok Vogue editörlerinden aldığı
söylenir ve bu sayede geç de olsa kendi markasını kurmuştur. Alexander McQueen
aramızda olmasa da markası hala mevcuttur bahsettiğim gibi McQ’nun tanıtım
reklamları yayınlanmıştır.
Tanıtım reklamlarının biraz ilginç olduğunu söyleyebiliriz.
Bildiğim kadarıyla üç kısa filmden oluşan bu tanıtımlarda kullanılan modeller
figuran gibi değil de daha “gerçek insan” diye nitelendirebileğemiz bir bakış
açısıyla görünüyorlar. Bazı konularda düşüncelerini söyleyen modellerin model
olduğunu anlamak biraz zor çünkü tanıtım filmlerinde akıllarına takılan düşünceleri
rahatça ifade ediyorlar ve bu İngiliz kadınları günlük hayatta McQ giyiyorlar.
Bu reklamlarda modeller modellik mesleğini bir kenara bırakarak günlük
hayatlarından küçük bir parçaya yer veriyor gibi görünüyorlar ve bu da reklama
çok güzel bir doğallık katıyor. Bu “gerçek
insanlar da McQ giyer” gibi mesajların kullanıldığı ve modanın “gerçek hayatla”
özdeşleştirildiği ilk reklam değildir bu. Bu tarz reklamlar artık geri dönüş
yapmaya başladı. Bu tarz reklamlar aslında etkili bir pazarlama tekniğine
dönüşebilir.
1990’lü yıllara Levi’s da aynı şeyi kullanmıştır. Tanıtım
resimlerinde 70 yaşlarında öğretmen bir bayan kullanmışlardır ve Levi’s
giymekten oldukça mutlu görünüyordu. Elbette bu fikir “kot her yaşta
giyilebilir”,”modanın yaşı yoktur” vb. taraflara çekilebildiği gibi aynı
zamanda bu markaların gerçek insanlar için yapıldığını ve onların ulaşabilir olduğunu göstermeleri gayet
mantıklıdır. Çünkü eninde sonunda bu markaları tüketen insanlar “gerçek”
insanlardır. Bazı markaların çok üst ve ulaşılmaz bir şekilde reklamlarda
gösterilmesi ve bunun hoşumuza gidip bu
markaların hafızamıza yerleştirilmesi, bunun “havalı “olduğunu düşünmemiz
aslında biraz tuhaf çünkü şu bilinen bir gerçektir ki bazı markalar sadece
belli bir tabakaya hitap ediyorlar ve bu da çok eşit olmayan bir durum
oluşturuyor toplumda hatta bir ayrım olarak bile görülebilir bu o markayı giyenler
ve giymeyenler şeklinde. Böyle çok direkt olan bir mesajı biz genelde görmüyoruz
hatta lüks tüketim mallarını kullanmaktan ve daha fazlasına ulaşmaya
çalışmaktan gayet hoşlanıyoruz. Fakat şu anda istenen şey doğallık ve bu
yukarıda bahsettiğim Levi’s ve McQ stratejisi çok etkili olabilir. Yükseklerde
görünen markalar o kadar da uzaklarda değil düşüncesi bile gelecek müşterilerin
tohumlarını atıyor bence.Fakat bu durumdan hoşlanmayan tüketicilerde olabilir
çünkü belli bir sınıf farkının hep olması gerektiğini savunan bireyler de
vardır. Hatta belirli çizgiler olmasa da maalesef böyle bir dünyada yaşıyoruz
ve böyle yerleşmiş kavramlarla eşitlikçi bir sistemi kurmamız biraz zor görünüyor.
Bunu moda yoluyla bile çok basitleştirmiş olsam da görebiliyorsunuzdur.
Aynı zamanda şunu da
belirtmek isterim ki moda bundan önceki yazımda da bahsettiğim gibi sadece
ayakkabılar, kıyafetler değildir bu çok yüzeysel bir düşüncedir. Modadan yola
çıkarak aslında açabileceğimiz birçok kapı var: Moda ile toplumu daha yakından
tanıyabilirsiniz ya da insanların
görüntülerinden yola çıkarak bu görüntünün altındaki düşünceleri, yaşam tarzını
vs. çözebilirsiniz. Ayakkabılar, kıyafetler vs. sadece birer gösterge, araçtır
aslında bunların altında birçok fikir yatıyor. Mesela kot bundan çok önceki
yıllarda asiliğin ya da başkaldırının göstergesiydi . Bu yüzden ve daha başka
birçok sebepten dolayı moda çok güçlü
bir araçtır ve hayatımızda önemli bir yere sahiptir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.