Bu moda ile ilgili yazdığım ilk yazı.
Birçok insanın
dilinden düşürmediği sözcüklerden birisidir moda.
Arkadaşlarımız ya da yakınlarımız arasında
“Bu yıl şu moda, bu moda” diye hep sohbet ederken geçer bu sözcük. Fakat
modanın gerçek anlamına kimsenin kıyısından köşesinden yaklaştığına inanmıyorum.
Modanın tanımı genelde herkes için kıyafetler, ayakkabılar ve aksesuarlarda
güncellik diye anlaşılsa da bence bu kadar yüzeysel değil bu moda dediğimiz
şey.
Çok derin düşünüldüğünde moda sizin düşüncelerinizi ve
görüşlerinizi bile yansıtabilir. Güncel olanı alıp siz o moda diye
giyiyorsanız, modayı yakalayamamışsınız demektir. Ben şöyle düşünüyorum; moda
dış görüntüde güncel olmanın yanında kendi yorumunuzu da dış görüntünüze
katmaktan geçiyor. İşte, o zaman siz modayı
yakalamış olursunuz.
|

Yandaki kıyafet bir Paul Poiret tasarımıdır.
Aynı şekilde Isaac Mizrahi de New Yorklu çok yetenekli bir
tasarımcıdır ve Amerika’nın en prestijli moda okulu olan Parsons’ı
bitirmiştir. İlk koleksiyonunu 15 yaşındayken yapmış ve babasının ona aldığı
dikiş makinesiyle hayatı değişmiştir. Zaten Mizrahi de kıyafet yapmanın
kendini özgürleştirdiğini itiraf etmeden geçemez ve küçükken kumaş almak için
annesinin çantasından para çaldığını da söyler. Mizrahi’nin devrim yaratan
ipek ve kaşmir karışımı rengarenk sahte kürkleri onu küllerinden
doğurmuştur(Mizrahi sıkıntılı bir dönem geçirmiştir moda yolunda).
Yandaki resim bu kürklerden sadece bir tanesidir. Bu kürkler gerçek olmadığından çok hafiftir ve bir çok moda editörü tarafından “dahice” olduğu söylenmiştir. 1997 Sonbahar sezonu olan bu kürk ve koleksiyon hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorsanız, Unzipped adlı filmi izlemenizi ve Isaac Mizrahi’nin internet sitesini ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
|
Yandaki resim Tory Burch tasarımı balerina flat ya da bizim bildiğimiz şekilde söylemek gerekirse babetlerdir.
Armalarıyla ünlü olanlar ise Tory Burch, Louis Vuitton sayılabilir.
|

“Stil” yaratıclığı simgeler , arma ise gösteriş ve pazarlamayı arttıran bir parçadan öteye gidemez fakat ikisi de bir olunca kaçınılmaz büyük başarılar tasarımcıyı bekler . Zaten hep öne çıkan, değerli olanlar moda dünyasında onlardır, öyle değil mi ? Elbette diğer tasarımcılar da çok önemlidir bu yolda fakat Chanel’deki tutarlılığa sahip olmak gerçekten çok zordur, 90 yıllık bir marka olmak…
Yukarıdaki resim Dior'un popüler olmasını sağlayan "New Look" görünümü. 1945 gibi bir yılda Chanel'i geçerek, 1945-1960 arasını tanımlayan silüet.
|
|
Bunun yanında modanın yaklaşık her altı ayda bir değiştiğini
de eklemek isterim. Özetle, moda güncellik yanında sürekli değişimleri takip
edebilmekten ve kendi yorumunuzu kıyafetlerinize katmaktan geçiyor. Moda sizin
kıyafetlerinizin önce sadece sizin bildiğiniz
bir dille konuşması sonra bu dili
herkesin öğrenmesiyle oluşur.
Moda uçsuz bucaksız bir yoldur. Hepimiz birer tasarımcıyız
aslında her gün birçok şey tasarlıyoruz. Bu yüzden moda her yerde. Her ne kadar bu daha yeni yeni
anlaşılsa da bunu daha önce söylemiş olan moda tasarımcıları da vardır. Mesela
Chanel bunlardan biridir. “Moda sokaklardadır” demeye getiriyorum lafı aslında
ama sokaklardakini kendinize ne kadar uydurduğunuz da önemli .Daha önce de
söylediğim gibi kendi yorumunuzu katmak çok önemli.

Çok basit aslında
moda ama
akıllı ve pratik olmayı gerektiren bir şey. Eğer bu şekilde
düşünüp, “tasarlamazsanız” sıradan, hatta ve hatta komik duruma
düşebilen biri olabilirsiniz. Fakat o kişi olmamak gerçekten çok basit ! İyi
bir gözlem, kendinizi iyi tanımak, bir beş on dakika tasarlamak vs. sizin ruh
halinizden tutunda kendinize güveninize kadar her şeyi değiştirebiliyor.
Moda kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Moda hayattır.
Hayata kendinizi iyi adapte edebilmiş olmanızın kanıtıdır. Moda sizin
hakkınızda bir çok ipucu demektir. Moda içinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarmak
demektir. Kısacası moda kendinizden başkası değildir !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.