21 Eylül 2011 Çarşamba

Bu Moda Denilen Şey Nedir ?


Bu moda ile ilgili yazdığım ilk yazı.

Birçok  insanın dilinden düşürmediği sözcüklerden birisidir moda.  
Arkadaşlarımız ya da yakınlarımız arasında “Bu yıl şu moda, bu moda” diye hep sohbet ederken geçer bu sözcük. Fakat modanın gerçek anlamına kimsenin kıyısından köşesinden yaklaştığına inanmıyorum. Modanın tanımı genelde herkes için kıyafetler, ayakkabılar ve aksesuarlarda güncellik diye anlaşılsa da bence bu kadar yüzeysel değil bu moda dediğimiz şey.

Çok derin düşünüldüğünde moda sizin düşüncelerinizi ve görüşlerinizi bile yansıtabilir. Güncel olanı alıp siz o moda diye giyiyorsanız, modayı yakalayamamışsınız demektir. Ben şöyle düşünüyorum; moda dış görüntüde güncel olmanın yanında kendi yorumunuzu da dış görüntünüze katmaktan geçiyor. İşte, o zaman siz modayı  yakalamış olursunuz.




 Bir çok moda tasarımcısı stilleriyle ya da armalarıyla ve ya ikisiyle de tanınır. Örnekler çok fazla ama stiliyle öne çıkan tasarımcılar arasında Paul Poiret, Issey Miyake, Isaac Mizrahi, Sonia Rykel, Cavalli, Donna Karan ve daha bir çok ünlü tasarımcı bulunuyor. Bu “stiliyle ünlü olan” kavramını biraz daha açmak gerekirse  19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başlarında yaşamış olan Paul Poiret’i anlatabilirim. Paul Poiret Fransız bir tasarımcıdır ve Charles Frederick Worth’ün( couture’ün babası olarak tanınır) atölyesinde çalışarak moda işine girmiştir. Paul Poiret o zamanlar yaptığı folklör esintileri taşıyan kıyafetleriyle hemen göze çarpardı. Paul Poiret aynı zamanda kadınları korselerden kurtaran bir tasasarımcıdır. Yandaki resimde de gördüğünüz gibi rahat tulumlar ve “harem” pantolonlar üzerinde çalışmıştır. Bir Paul Poiret kıyafetini hemen tanıyabilirsiniz çünkü belli bir çizgisi, stili vardır. Paul Poiret örneği diğer örnek verdiğim tasarımcılar için de geçerlidir.

Yandaki kıyafet bir Paul Poiret tasarımıdır.


Aynı şekilde Isaac Mizrahi de New Yorklu çok yetenekli bir tasarımcıdır ve Amerika’nın en prestijli moda okulu olan Parsons’ı bitirmiştir. İlk koleksiyonunu 15 yaşındayken yapmış ve babasının ona aldığı dikiş makinesiyle hayatı değişmiştir. Zaten Mizrahi de kıyafet yapmanın kendini özgürleştirdiğini itiraf etmeden geçemez ve küçükken kumaş almak için annesinin çantasından para çaldığını da söyler. Mizrahi’nin devrim yaratan ipek ve kaşmir karışımı rengarenk sahte kürkleri onu küllerinden doğurmuştur(Mizrahi sıkıntılı bir dönem geçirmiştir moda yolunda).

Yandaki  resim bu kürklerden sadece bir tanesidir. Bu kürkler gerçek olmadığından çok hafiftir ve bir çok moda editörü tarafından “dahice” olduğu söylenmiştir. 1997 Sonbahar sezonu olan bu kürk ve koleksiyon hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorsanız, Unzipped adlı filmi izlemenizi ve Isaac Mizrahi’nin internet sitesini ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

 

Yandaki resim Tory Burch tasarımı balerina flat ya da bizim bildiğimiz şekilde söylemek gerekirse babetlerdir.


Armalarıyla ünlü olanlar ise Tory Burch, Louis Vuitton sayılabilir.










İkisiyle beraber parlayanlar içinse Chanel ve Dior örnek verilebilir. Chanel çantalarının ve ayakkabılarının üstünde iç içe geçmiş “C” harflerini kullanır. Fakat bir Chanel yün ceketi gördüğünüzde de hemen tanırsınız. Aynı şey Dior içinde geçerlidir. Benim fikrim bu örnekler doğrultusunda Chanel ya da Dior olmaktır.
“Stil” yaratıclığı simgeler , arma ise gösteriş ve pazarlamayı arttıran bir parçadan öteye gidemez fakat ikisi de bir olunca kaçınılmaz büyük başarılar tasarımcıyı bekler . Zaten hep öne çıkan, değerli olanlar moda dünyasında onlardır, öyle değil mi ? Elbette diğer tasarımcılar da çok önemlidir bu yolda fakat Chanel’deki  tutarlılığa sahip olmak gerçekten çok zordur, 90 yıllık bir marka olmak…



Yukarıdaki resim Dior'un popüler olmasını sağlayan "New Look" görünümü. 1945 gibi bir yılda Chanel'i geçerek, 1945-1960 arasını tanımlayan silüet.


Bunun yanında modanın yaklaşık her altı ayda bir değiştiğini de eklemek isterim. Özetle, moda güncellik yanında sürekli değişimleri takip edebilmekten ve kendi yorumunuzu kıyafetlerinize katmaktan geçiyor. Moda sizin kıyafetlerinizin  önce sadece sizin bildiğiniz bir dille konuşması  sonra bu dili herkesin öğrenmesiyle oluşur.

Moda uçsuz bucaksız bir yoldur. Hepimiz birer tasarımcıyız aslında her gün birçok şey tasarlıyoruz. Bu yüzden moda her  yerde. Her ne kadar bu daha yeni yeni anlaşılsa da bunu daha önce söylemiş olan moda tasarımcıları da vardır. Mesela Chanel bunlardan biridir. “Moda sokaklardadır” demeye getiriyorum lafı aslında ama sokaklardakini kendinize ne kadar uydurduğunuz da önemli .Daha önce de söylediğim gibi kendi yorumunuzu katmak çok önemli.
Modayı yakalarken kendinizi çok iyi tanımalısınız. Bu gerçekten çok önemli. Belli bir çizginiz olmalı. Şehirleşmenin ve modernleşmenin getirdiği “tek boyutlu ya da tek tip insan olmak” moda konusuna gelince de işliyor. Aynı tipte parçalar herkesin üzerinde ama herkese de yakışmıyor !

Çok basit aslında moda  ama  akıllı ve pratik olmayı gerektiren bir şey. Eğer bu şekilde düşünüp,   “tasarlamazsanız”  sıradan, hatta ve hatta komik duruma düşebilen biri olabilirsiniz. Fakat o kişi olmamak gerçekten çok basit ! İyi bir gözlem, kendinizi iyi tanımak, bir beş on dakika tasarlamak vs. sizin ruh halinizden tutunda kendinize güveninize kadar her şeyi değiştirebiliyor.

Moda kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Moda hayattır. Hayata kendinizi iyi adapte edebilmiş olmanızın kanıtıdır. Moda sizin hakkınızda bir çok ipucu demektir. Moda içinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarmak demektir. Kısacası moda kendinizden başkası değildir ! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.